Çekin zayi olması, çek iptali davası, ödeme yasağı kararı, menfi tespit davası, kambiyo senetleri hukuku ve çekin iadesi davaları çek hukuku uygulamalarında en sık karşılaşılan hukuki süreçlerden biridir. Bu makalede, Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) kapsamında çekin zayi olması halinde keşideci, lehtar ve yetkili hamilin başvurabileceği kanuni yollar ele alınmaktadır.
I. GİRİŞ
Bu çalışma, kambiyo senetlerinden çekin zayi olması durumunda keşideci, lehtar ve yetkili hamilin başvurabileceği hukuki imkânları özetlemektedir. Odak nokta, yasal şartları taşıyan ve sahte olmayan bir çekin zilyetliğinin, çek sahibinin iradesi dışında ortadan kalktığı (kaybolma, çalınma vb.) hâllerdir. Çek hukuku, çek iptali davası ve ödeme yasağı kararı ile ilgili Yargıtay kararları ve TTK hükümleri çerçevesinde incelenmiştir.
II. ZAYİ (ZİYA) KAVRAMI
Çekin ziyaı; çekin kullanılamaz hâle gelmesi veya irade dışı elden çıkması anlamına gelir. Örnek olarak kaybolma, çalınma, gasp, yanma, yırtılma, metnin okunamaz duruma gelmesi ya da sel/deprem gibi afetler sayılabilir. Bu hallerde çek iptali davası açılması, ödeme yasağı kararı talep edilmesi veya çekin iadesi için dava açılması gündeme gelir.
III. ZAYİ HÂLİNDE KANUNİ BAŞVURU YOLLARI
TTK m. 818/1-s atfıyla, çekin iptaline ilişkin usul ve esaslar poliçe hükümlerine (TTK m. 757–763 ve m. 764/1) tabidir. Çekin zayi olması halinde lehtar ve hamilin başvurabileceği yollar arasında çek iptali davası, ödeme yasağı kararı ve istirdat davası bulunur.
A) İmzaların Bağımsızlığı (İstiklali) İlkesi
İrade dışı elden çıkan bir çek sahte imzalarla ciro edilse dahi, TTK m. 677/1 uyarınca her imza sahibinin sorumluluğu kendi imzasıyla sınırlıdır. Taklit edilen imzanın sahibi, sahteliği herkese karşı ileri sürerek sorumluluktan kurtulabilir; ancak bu durum ciro silsilesini dış görünüş itibarıyla ortadan kaldırmaz. Yargıtay HGK’nın 09.03.2016 tarihli, 2014/806 E., 2016/298 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, geçerli imza sahipleri, başkasının imzasının sahte olduğunu ileri sürerek çekten kaynaklanan sorumluluktan kaçınamazlar. Bu durum çek hukuku uygulamalarında önemli bir konudur.
Yetkili hamilin belirlenmesi bakımından TTK m. 686/1 gereği, kesintisiz ciro zinciri (son ciro beyaz ciro olsa dahi) hak sahipliği karinesini oluşturur; çizilmiş cirolar yazılmamış sayılır. Bu noktada dış görünüş esastır; aradaki bir cirantanın imzasındaki sahtelik ya da temsil yetkisizliği, zincirin dışsal bütünlüğünü tek başına bozmaya yetmez.
İstisna – Kötü niyet: TTK m. 687/1 uyarınca, kendisine başvurulan borçlu kişi, hamilin çeki iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket ettiğini ispatlarsa, sahtelik veya şahsi defilerini hamile karşı da ileri sürebilir. Yargıtay HGK’nın 25.03.2015 tarihli, 2013/19-2238 E., 2015/1062 K. sayılı kararında, somut olgular nedeniyle hamilin kötü niyetli kabul edilebildiği ve bu durumda keşidecinin şahsi def’ilerini hamile karşı ileri sürebileceği belirtilmiştir.
B) Ödeme Yasağı (Muhatabın Ödemeden Men’i)
TTK m. 757/1 uyarınca, çek elinden rıza dışı çıkan kişi, asliye ticaret mahkemesinden muhatap bankanın ödemeden men’ini talep edebilir. Uygulamada bu talep çoğunlukla çek iptali davası ile birlikte ileri sürülür. Ödeme yasağı kararı, çekin kötü niyetli hamil tarafından bankaya ibraz edilmesini önlemek açısından büyük önem taşır.
C) Çekin İptali Davası
Görevli/Yetkili Mahkeme ve Usul: TTK m. 757 gereğince, ödemeden men ile birlikte çekin iptali istenebilir. Keşidecinin çek iptali davası açamayacağı, ancak menfi tespit davasına başvurabileceği yönünde Yargıtay 11. HD’nin 10.04.2014 tarih, 2013/18133 E., 2014/7116 K. sayılı kararı mevcuttur.
İhtiyati Tedbir ve Teminat: Çek üçüncü kişilerin eline geçip bankaya ibraz edilebilir tehlikesi varsa, ödemeden men ara kararı talep edilmelidir. Kanunda açık teminat zorunluluğu öngörülmemişse de uygulamada çek bedelinin %5–%15’i oranında teminat istenebilmektedir. Buna karşılık, yanma/yırtılma gibi durumlarda üçüncü kişilere geçiş riski bulunmadığından, ödemeden men talebi gerekmeyebilir.
Muhatabın ve Keşidecinin Sorumluluğu: Ödemeden men kararı tebliğ edilmiş olmasına rağmen ödeme yapılırsa, ödeme yapan tarafın sorumluluğu gündeme gelir (muhatap banka bakımından TBK m. 49 vd.; keşideci bakımından hile/ağır kusur hâli).
Hasımsız Yürüyen Usul ve İspat Standardı: TTK m. 759/1 gereği, çekin kimin elinde olduğu bilinmiyorsa iptal davası hasımsız açılır. Davacı, m. 759/2 uyarınca, ziyaı inandırıcı delillerle ortaya koymalı ve mümkünse çek suretini/somut içeriğini sunmalıdır. Yargıtay 11. HD’nin 29.02.2016 tarih, 2015/14291 E., 2016/2204 K. sayılı kararında, bu davalarda aşırı ispat yükünün uygulanmaması gerektiği vurgulanmıştır.
İlan ve Süreler: Mahkeme, çekin getirilmesini Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde üç kez ilan eder (TTK m. 762). Getirme süresi en az 3 ay, en çok 1 yıldır (m. 761). Süresinde ibraz edilmezse iptal kararı verilir (m. 764/1). İbraz edilirse, süreç istirdat davasına evrilir.
İptal Kararının Hukuki Etkisi: Çek iptali kararı, davacının senetsiz talepte bulunabilmesini veya yeniden çek düzenlenmesini isteme imkânını sağlar; ancak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz ve alacağın varlığı/yokluğu hakkında kesin bir tespit içermez. Borçlunun karara dayanarak ödediği ödeme, şartları mevcutsa borçtan kurtarıcıdır; iyi niyetli üçüncü kişiler ise uygun davalarla (çek iptal kararının iptali/sebepsiz zenginleşme) haklarını arayabilir.
D) İstirdat (İade) Davası
Çeki kimin elinde bulunduğu biliniyorsa, bu kişiye karşı iade talep edilebilir. Ancak TTK m. 792/1 gereğince, istirdat davasının başarı şansı, mevcut hamilin kötü niyeti veya ağır kusurunun ispatına bağlıdır; iyi niyetli hamilden iade istenemez. Çekin iadesi davaları, çekin haksız yere elde tutulduğu hallerde başvurulacak önemli bir hukuki yoldur.
E) Menfi Tespit Davası (Keşideci Yönünden)
Keşideci, iptal/ödemeden men yollarına başvuramıyorsa, kötü niyetli hamile karşı borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. Kötü niyetin ispatı pratikte güç olduğundan, bu davaların başarı şansı çoğu dosyada sınırlıdır. Dava, zincirdeki herkese yöneltilirse kötü niyetli olmayanlar bakımından ret ve yargılama gideri riski doğabilir; bu nedenle somut emarelere göre hedefli husumet kurulması isabetlidir. Ayrıca keşideci, kambiyo dışındaki temel ilişkiye dayanarak da haklarını ileri sürebilir.
F) Çekten Cayma
TTK m. 799 uyarınca çekten cayma, ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade eder. Süre geçtikten sonra cayılmışsa, muhatap artık ödeyemez; cayılmamışsa muhatap ödeyip ödememekte serbesttir. Çekten cayma, çek hukuku kapsamında önemli bir hak olarak düzenlenmiştir.
G) Ceza Soruşturması
Çalınma/kaybolma gibi vak’alarda Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru uygulamada sık görülür ve çoğu kez çek iptali davasında delil olarak değerlendirilebilir; fail tespiti ise her zaman mümkün olmayabilir.
IV. SONUÇ
Çekin rıza dışı elden çıkması hâlinde, TTK’nın çek hükümleri ile m. 818 atfı nedeniyle poliçe hükümleri birlikte uygulanır. Bu bağlamda, lehtar ve cirantalar için tipik başvuru yolları ödemeden men ve iptal davası iken; keşideci, kural olarak iptal/ödemeden men yoluna gidemez, bunun yerine kötü niyetli hamile karşı menfi tespit veya temel ilişkiye dayalı dava açabilir. Ancak, kötü niyetin ispatı pratiğe yansıyan dosyalarda çoğu kez zordur; bu nedenle her olayda ciro silsilesi, delil durumu ve ispat stratejisi titizlikle planlanmalıdır.
Sonuç olarak çekin zayi olması, çek iptali davası, ödeme yasağı kararı, menfi tespit davası ve çekin iadesi gibi yollar kambiyo senetleri hukukunda ve çek hukukunda çok önemli hukuki başvuru yollarıdır. Türk Ticaret Kanunu hükümleri, Yargıtay kararları ve uygulamadaki içtihatlar keşideci, lehtar ve hamillerin haklarını belirleyen temel kaynaklardır.
“Bu içerik yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır; somut olaylarınıza ilişkin hukuki değerlendirme için mutlaka avukatınıza danışınız.”
Hukuksal sorunlarınız ve hizmetlerimiz ile ilgili detaylı bilgi için randevu formu üzerinden randevu kaydı oluşturabilirsiniz.