Sorularınız ve görüşme talebi için şimdi randevu alın Ofisimiz 09:30 - 18:00 arasında hizmet vermektedir.
MENU
Yurtdışı İcra Takibi: Uluslararası Alacakların Tahsilinde Hukuki Süreçler
24 Eylül 2025
İCRA VE İFLAS HUKUKU

Yurtdışı İcra Takibi: Uluslararası Alacakların Tahsilinde Hukuki Süreçler

Giriş

Borçlunun Türkiye dışında ikamet etmesi halinde, alacaklının bu kişiye karşı tahsil süreci başlatmasına yurtdışı icra takibi denir. Borçlunun Türk vatandaşı olup olmaması fark etmez; önemli olan borçlunun yurtdışında bulunmasıdır. Her ülkenin icra prosedürü kendi hukuk sistemine bağlıdır. Genel hatlarıyla benzerlik gösterse de uygulama aşamasında ülkeler arasında önemli farklılıklar vardır. Bu nedenle yurtdışı icra takibi, mutlaka ilgili ülkenin hukuk kuralları ve yerel uygulamaları dikkate alınarak yürütülmelidir.

Kimler Yurtdışı İcra Takibi Başlatabilir?

Alacak hakkına sahip olan gerçek veya tüzel kişiler, borçlu yurtdışında olsa bile takip başlatabilir. Bu süreç, doğrudan alacaklı tarafından yürütülebileceği gibi, vekâlet verilen bir avukat aracılığıyla da takip edilebilir. Çoğu durumda, sürecin sağlıklı ilerlemesi için avukat desteği önerilmektedir. Borçlu ister birey olsun ister şirket, yurtdışında da icra prosedürüne tabidir. Ancak hangi ülkenin yetkili olduğu, çoğu kez taraflar arasındaki sözleşmedeki hukuk seçimi ve yetkili mahkeme hükümlerine bağlıdır. Böyle bir düzenleme yoksa, kural olarak borçlunun bulunduğu ülke hukukuna göre takip yapılır.

Yurtdışı İcra Takibi Nasıl Yapılır?

Yurtdışı alacak takipleri en çok ticari sözleşmelerden kaynaklanan borçların tahsilinde gündeme gelir. Sürece başlamadan önce şu konulara dikkat edilir:

• Taraflar arasında bir sözleşme olup olmadığı,
• Sözleşmede yetkili ülke veya uygulanacak hukuk seçiminin bulunup bulunmadığı,
• Eğer yabancı bir mahkeme kararı varsa, tanıma ve tenfiz gerekip gerekmediği.

Bu değerlendirmelerden sonra, takip borçlunun bulunduğu ülke hukukuna göre yürütülür. Sürecin daha hızlı ve etkili olması için o ülkedeki hukukçularla işbirliği yapmak kritik önem taşır.

Tahsil Kabiliyeti

Alacağın tahsil edilebilmesi için borçlunun ödeyebilir durumda olması gerekir. Borçlunun malvarlığı yoksa, düzenli geliri bulunmuyorsa ya da ikametgahı tespit edilemiyorsa, fiilen tahsil imkânsız hale gelir. Bu nedenle icra sürecine başlamadan önce borçlunun mali durumunun analiz edilmesi gerekir. Aksi halde zaman ve masraf kaybı yaşanabilir.

Dostane Çözüm Yöntemleri

Çoğu durumda borçluya öncelikle ödeme çağrısı yapılır. Borcun tahsil edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek sonuçlar kendisine anlatılır. Borçlunun ödeme kabiliyeti varsa, taksitlendirme veya teminat gösterme gibi uzlaşma yolları önerilebilir. Amaç, alacağı daha hızlı ve ekonomik şekilde tahsil etmektir.

İcra Takibi Süreci

Dostane yollar sonuç vermediğinde, icra takibi resmî olarak başlatılır. Çoğu ülkede takip, Türkiye’de olduğu gibi ilamlı ve ilamsız olmak üzere ikiye ayrılır.

• İlamlı takip: Mahkeme kararı veya aynı güce sahip bir belgeye dayanır. Bu kararın uluslararası geçerliliği için çoğu kez tanıma-tenfiz gerekir.
• İlamsız takip: Belge olmadan da açılabilir, ancak borçlu itiraz ederse dava yoluna gidilir.

Uluslararası Alacak Davaları

Borçlunun takibe itiraz etmesi veya icra takibi yerine dava yolunun daha avantajlı olması halinde, doğrudan alacak davası açılabilir. Burada tercih, hem somut olayın özelliklerine hem de ilgili ülkenin hukukuna göre yapılır.

Avrupa’da İcra Takibi

Avrupa ülkeleri, uluslararası alacak takibi bakımından en etkin bölgelerdendir. Burada Avrupa Ödeme Emri (European Payment Order) sistemi vardır. Bu sistem, sınır ötesi alacakların daha hızlı ve kolay tahsil edilmesine imkân tanır.

• Avrupa Ödeme Emri, sadece AB vatandaşlarına özgü değildir; Türkiye dahil diğer ülke vatandaşları da bu yolla başvuru yapabilir.
• Borçluya gönderilen ihtar, yargılama değil icra işlemi niteliğindedir.
• Borçlunun 30 gün içinde itiraz etmemesi halinde karar kesinleşir ve icra kabiliyeti kazanır.

Almanya Örneği

Almanya’da alacak tahsili için hem Avrupa Ödeme Emri kullanılabilir hem de Alman hukukuna göre takip yapılabilir. Eğer mahkeme kararı varsa, bu kararın apostil şerhi ve noter onaylı tercümesi ile birlikte tenfizi gerekir. Takip kesinleşirse haciz yoluyla tahsilat mümkündür.

Sonuç

Yurtdışı icra takibi, yurtiçine göre daha fazla zorluk ve masraf barındırsa da doğru stratejiyle başarılı şekilde sonuçlanabilir. En kritik aşama, sürece başlamadan önce borçlunun ödeme kabiliyetini araştırmak ve en avantajlı hukuki yolu seçmektir. Yanlış veya ihmalkâr bir adım, ciddi hak kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle sürecin, uluslararası alacak tahsili konusunda tecrübeli avukatlar ve ilgili ülke hukukunu bilen çözüm ortakları aracılığıyla yürütülmesi büyük önem taşır.

“Bu içerik yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır; somut olaylarınıza ilişkin hukuki değerlendirme için mutlaka avukatınıza danışınız.” 

Randevu Formu

Hukuksal sorunlarınız ve hizmetlerimiz ile ilgili detaylı bilgi için randevu formu üzerinden randevu kaydı oluşturabilirsiniz.